Üniversitemizde 2021-2022 güz yarıyılı felsefe etkinliklerinin dördüncüsü, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necati Demir tarafından İnciraltı Kıraathane'sinde, "Özgür Düşünce Geleneği" başlıklı söyleşisi ile gerçekleştirildi.
Demir, ilk olarak başlıkta yer alan özgürlük ve geleneğin paradoksal olarak görülebileceğini; fakat öyle olmadığı ifade etti. Demir bu paradoksu şu şekilde değerlendirerek konuşmasına bir giriş yaptı: "Çoğunlukla özgürlükle gelenek kavramları birbiriyle uzlaşmazmış gibi algılandığından söyleşinin başlığının paradoksal bir içerik taşıdığı söylenebilir. Algının olguyu alt etmesi sonucu böyle birbirlerinin tamlayanları olan ikili kültür kavramlarının dikkatsizce yapılan yorumlarla, kaynaşma değil çatışmayla sonuçlanır. Oysaki bir ülkede düşünce özgürlüğü “düşüncenin gelişmesi”nin dinamosu, gelenek de bir toplumun savrulmayıp “kendi” kalması”nın “olmazsa olmazı”dır. Özgürlükle gelenek birbirinin yok edicisi değil, birbirinin tamlayanları, deyim yerindeyse bir paranın iki yüzü gibidir."
Demir, ardından özgür düşünce için ve böyle bir ortamda fikirsel mücadelenin ne şekilde olacağı üzerine tespitlerde bulundu. Demir'in tespitleri şu şekilde özetlenebilir:Özgür düşünce ikliminde mücadele tarzı; düşünceye, düşünceyle karşılık vermektir. Kaba güç kullanıldığı anda haksız, temelsiz ve gerçeklere dayanmayan anlayışlar bile mazlum pozisyona düştüğü için itibar görür, halk içinde taban bulur. Yasaklarla da bunlar yeraltında hücreleşmeye başlarsa alt edilebilecek düşünce ve gruplara meşruiyet kazandırılmış olunur. Bu nedenle düşüncenin kaba güçle değil, düşünceyle iptal edilme yolu izlenmelidir. Yalnız, her tür düşünceye özgürlük sağlanması, her tür eylemin de özgürlüğü hak ettiği anlamına gelmez. Kamuya zararlı görülen düşüncelerin entelektüel ortamda iptali mümkünken, eylemlerin hem fikren iptali, hem de yapacağı tahribatın telafisi, mümkün olmadığından salt özgürlüğü hak ettiği söylenemez.
Bu tespitlerinden sonra son olarak Demir, "Özgür felsefi gelenek, bazıları için bir ideal, kimileri içinse idealin vazgeçilmez temel öğesi, insan olmanın, insan olduğunun farkına varmanın temel şartıdır. Teröre yol açıyor diye düşünceyi yasaklamak, kaza oluyor diye trafiği men etmeye benzer. Voltaire’in de dediği gibi, “Düşüncelerinizin tam karşısındayım, ancak düşüncelerinizi açıklamanızda arkanızdayım”, yaklaşımı farklı ve aykırı düşünce sahiplerinin yeraltına inmemeleri, hücre faaliyetleriyle teröre bulaşmamaları için her uygar yurttaş tarafından özümsenmelidir ki “özgür felsefi gelenek” işlevsel hale gelebilsin." sözleri ile söyleşi içeriğini tamamladı.
Söyleşi soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.